Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetim Uzmanı Yelda İpekli İle Modaya Dair Röportajımız

Türkiye’deki pazarlama guruları içinde ilk sıralarda yer alan, neredeyse tüm bilinen türk ve yabancı markalara dokunmuş Stratejik pazarlama ve marka yönetim uzmanı Yelda İpekli ’yi daha yakından tanımak ve yaptığı işleri öğrenmek için gerçekleştirdiğimiz röportajımızı keyifle okumanız dileğiyle.

Yelda İpekli İle Çok Özel Röportajımız

• Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Pazarlama ve Marka yönetim uzmanıyım . Global anlamda bir çok markanın konumlandırma ve yönetim çalışmalarını yaptım. Kızım Larasu ve annemle birlikte yaşıyorum... 2 kedimizi de unutmamak lazım. Çok seyahat ediyorum, çok konferans veriyorum ayrıca danışmanlık verdiğim markalar çokca zamanımı alıyor ancak keyifli yaşamayı da hayatın tadına varmayı da sorumluluğum olarak görüyorum. Boş zaman kavramına inananlardan değilim. Herşeyi dolu dolu yaşamayı tercih ediyorum.

• Başarılı olduğunuz bir çok alan var, isminizin başında da aslında stratejik pazarlama, markalandırma, proje yönetimi uzmanı gibi farklı sıfatlar var.  Peki bu yolculuğunuz nasıl başladı?

Keyifle başladı; daha lisedeyken bu işi yapmaya karar vermiştim. Çok bilinçli bir kariyer planı yaptım diyebilirim. Şans ve tutku  faktörüne inanıyorum. Tutkuyla gönülden yapılan her iş sizde mutluluk ve her türlü diğer hayat beklentilerinizi karşılıyor . Anlaşılması zor bir iş yapıyorum... Tamamen şirketlerin yatırımlarının itibarlı ve karlı olması için stratejik planlar geliştiriyorum. Müşteri odaklı yani şirketin müşterisini öncelikli olarak kurgulaması gerekliliğinden yola çıkarak çalışıyorum...Rekabetin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde ne ürettiğinizden nasıl ürettiğinizden çok müşterinizin ne beklediği  önemli. Türkiye’de ki temel eğitimden sonra Londra’da bu uzmanlıkla ilgili eğitimime devam ettim ve çalıştım... Bu bana global düşünme ve işimi yapma fırsatı verdi.

Türkiye’deki Markalaşma Çalışmaları

• Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetim Uzmanı olarak marka yönetimi konusunda birçok marka ile çalıştınız. Peki bu çalışmalar sonucunda Türkiye'deki markalaşma çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ne yazık ki Türkiye bazında baktığımızda ciddi anlamda bir markalaşma çalışması uzun  süreli olamıyor. Ülkemiz, siyasi, ekonomik ve lojistik olarak zor bir coğrafyada .. Daha çok kısa dönemli ve günü kurtarmak üzerine çalışılmak zorunda kalınıyor . Ticari başarı, sürdürülebilir başarıdan daha önemli o yüzden başarılı olmuş, dünya çapında değeri olan az markamız var .

• Marka yönetimi konusunda tutkunuzun aslında moda olduğunu biliyoruz. Bu alanda tasarımcılarla yaptığınız çalışmalar var mı?

Evet tekstil, moda ve mağazacılık gerçek anlamda en heyecan duyduğum ve en keyifle çalıştığım alanlar... Turizm ve inşaata haksızlık yapmak istemem ancak müşterisi en değişken, akımları en dinamik olan sektördür moda... O yüzden de benim ayrıca heyecan duyduğum sektördür. Türkiye’de ve dünyada bir çok tasarımcıyla çalıştım çalışıyorumda. Bazen sadece tasarımcılar bazen de firmaların bu tasarımcılarla doğru çalışması için projeler yapıyorum.

Moda haftaları ciddi ekonomisi olan bir güç

• Moda demişken bütün dünyada ses getiren Moda haftalarının ülkemizde de her yıl büyük etkilerini görmeye, hissetmeye başladık. Bu ciddi bir ekonomisi olan ve aslında yaşamımızı etkileyen bir güç olmaya başladı. Bu anlamda sizin yorumlarınızı da alabilir miyiz?

Moda Hafataları ciddi bir ekonomisi olan her anlamda yaşamımızı etkileyen güçte bir mabed gibidir. Sadece tasarımcılar ve defilelerden oluştuğunu düşünmek  haksızlık olur.  Sadece moda konuşulmaz ya da bir sonra ki sezonun trendleri belirlenmez, bu haftalarda  şehrin nabzı değişir, katılanların vizyonu renklenir. Akımlar, beklentiler,farklı bakış açıları   yeniden tanımlanırken çok ciddi bir mesleki platformda size sunulur. “Dünya nereye gidiyor” un hissedildiği  yaşayan sanat ortamı olmakla birlikte yarattığı iş hacmi ile de ciddi bir ekonomik  platformdur da. Örneğin; New York Moda Haftası’nın şehre senede katkısı 466 milyon dolar.  İlk New York Moda Haftası, 70 yıl önce  (o zamanlarki adıyla Basın Haftası) dünyada modayla ilgili düzenlenen ilk etkinlikti. İkinci Dünya Savaşı sırasında Paris’e seyahat edemediği için defileleri seyredemeyen moda dünyasının sakinlerini düşünerek hazırlanmıştı.Şimdi Londra, Paris, Milano ve hatta Madrid gibi “moda başkentlerinde” yılda 2 kez kadın modasına yönelik, 2 kez de erkek modasına yönelik ayrı ayrı düzenleniyor .

Yelda İpekli 'ye Göre Son Trendler

• 2016-2017 Sonbahar/Kış sezonun trendleri nelerdir? Bu kış neleri en çok göreceğiz?

2016-17 sonbahar kış modasının ip uçlarını veriyorum ..Keyifli okumalar

1-Baş döndürücü desenler renkler...Gözümüz alışmakta belki zorluk çekecek ama karışık desen kullanımları karışık renkler bu yılın en öndeki akımlarından biri. Farklı kumaşlar, farklı desenler birbiriyle bütünleşecek. Aman dikkat bu modaya uymak isterken rüküş sınıfına düşmek çok kolay.

2-Saray ihtişamını hissedeceğiz. Jakarlı kumaşlar, kadifeler, taşlar ve parıltı bu yıl göz kamaştıracak. Sadece iç giyimde değil dış giyimde de hacımli modeller bu kumaşlarla birleşerek ihtişamı bize yaşatacaklar.

3-Aplike, rozet ve armalı dış giyim.Çok eğlenceli bir dış giyim bizi bekler.. Emojiler, armalar paltolarda ceketlerde ve katta denim kumaşlı gündelik kullanımda çok karşımıza çıkıyor.

4-Balıkçı trikoları .. Yani soğuk iklimli ülkelerde çokca rastladığımız kalın örgülü , tüylü , kaba ve büyük bedenli kazaklar, şallar, pelerinler , ceketler hayatımıza giriyor . Yaka ve kollarda kürk detaylar dikkat çekiyor. Elbiselerin yaka ve kol kısımları kürklerle bezenmiş. Ve dış giyimde de yer yer kürk süslemelere rastlamak mümkün.. Sıcacık ve yumuşacık bir sezon bizimle olacak.

• Bu işin daha başında olanlara, Türkiye’de yeni bir marka yaratmak isteyen girişimcilere tavsiyeleriniz neler olur, şimdiden planlamaları gerekenler nelerdir?

İnovatif düşünce süreçlerine zaman, emek ve para harcamaları gerekiyor .. Fırsatları fırsatcı olmadan değerlendirmek iş dünyasının fark yaratan gerçeği.

Hedef kitle tanımını çok  net yapıp dünyada ki örneklerinden ilham almalılar. Herşeyi bilmenin mümkün olmadığını kabullenip her fikre açık olmalılar. Müşterilerini anlamalı ve kaynaklarını müşteri odaklı kullanmalılar.

• Yelda İpekli 'nin gelecekteki planlarını da öğrenebilir miyiz?

50 yaşındayım . Plansız yaşama lüksüm var... Hayat nasıl gelirse ondan keyif alacağımı bilmenin sonsuz rahatlığını yaşıyorum. Kızımla ilgili hayallerim ve hedeflerim var. Şu anda sahip olduğum herşeyin aynen devamını diliyorum.

Çok teşekkürler