
Rusya’nın Avrupa’ya Açılan Kapısı St Petersburg
Çarlık Rusya’nın, “büyük” lakaplı komutanı Pedro’nun kurduğu şehir, St. Petersburg; tarihte Rusların batıya açılan kapısı St Petersburg şehri, Neva nehrinin Baltık denizine dökülen deltası üzerinde konumlandırılmıştır. Şehir, 40’dan fazla ada ve adacıkların üzerine kurulmuştur. Zengin tarihi, görkemli yapıları ve meşhur “Beyaz Geceler” dönemiyle Petersburg’da, hayatınız boyunca hatırlayacağınız bir tatil yapabilirsiniz.
St Petersburg Hakkında Merak Ettikleriniz
Tarihçe
Çar Pedro, İsveç Krallığı’nın tehtitlerine karşı güvenlik gerekçesiyle 1703 yılında bir kale inşa etmiş. Bu kalenin arka kısmına da St. Petersburg’un imarını gerçekleştirmiştir. Islahatçı düşünce yapısına sahip olduğu söylenen Çar Pedro; mimari ve kültürel mozaiklerle şehri zenginleştirmiştir. Şehir, bataklık olduğu için inşaatlarda kullanılması gereken ana maddenin taş olması şartını getirilmiştir. Binlerce taş ustası, hapishanelerdeki mahkûmlar, işçiler ve köylüler inşaatlarda çalıştırılmış, şehirdeki adalar 56’sı büyük 500 ada ile birbirlerine bağlanmıştır.
1893 yılında Lenin, İşçi sınıfının hareketini burada başlatmış, 1917 yılındaki Ekim ve Şubat Devrimleri ile Çarlık Rusyası yıkılmıştır. Bir yıl süreyle Rusların batıya açılan kapısı St Petersburg şehri yeni kurulan Sosyalist Devletin başkenti olmuş, daha sonra stratejik nedenler dolasıyla başkent Moskova’ya taşınmıştır. Dönemin getirdiği diplomatik gelişmeler geçici hükümetlerin kurulmasını gerektiriyordu. Bu hükümetler içerisinde Rus tarihinde önemli rolü bulunan Petrograd Hükümeti ( Asker ve İşçi vekilleri) şehre 10 yıl süreyle ismini vermiştir. Lenin’in ölümünden sonra başkanlık koltuğuna oturan Stalin, şehrin adını Leningrad olarak değiştirmiştir.
St. Petersburg 'da Kültür ve Sanat
Rusların batıya açılan kapısı St Petersburg şehri, kültürel ve sanatsal yönleriyle oldukça geniş yelpazeye açılıyor. Kent, müzeler yönüyle o kadar zengin ki; bazı müzeleriyle ilgili ayrı bir yazı dizisi oluşturmak mümkün olabilir. Her müze içerisinde barındırdığı tarihi ve sanatsal birikimleriyle farklılık oluşturur. Hermitaj Müzesine ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Kent turizminin en çok dikkat çeken noktası olan bu müze, turistlerin ilgi odağındadır.
3 milyondan fazla parçaya sahip olan Müze
Hermitage Müzesi, 3 milyondan fazla koleksiyona sahip. Görkemli Müze: Tablolar, heykeller, uygulamalı sanatlara özgü eserlerden oluşuyor. “Küçük bir odada bulunan mutluluk” anlamında olan Hermitage manasıyla ters orantılı. Her bir salonu ve bölümleri keşfetmek istiyorsanız, 20 kilometre yol yürümeyi göze almalısınız. 5 binadan oluşan Hermitage Müzesi’nde “Kışlık Saray” en çok ziyaret edilen bölümdür. Kışlık Saray, çok uzun seneler boyunca Çarların Rezidansı olmuştur.
Müzenin Onuru Rembrandt Tabloları
Hermitage Müzesi içerisinde sanat eseri koleksiyonları barındırıyor. Avrupalı sanatçıların yanı sıra dünyanın birçok yerindeki sanatçıların da çalışmalarının yer aldığı müzede, gurur tablosunu oluşturan en önemli parça: Rembrandt Tablolarıdır. “Müsrif oğlun eve dönüşü”, “Bir genç adamın portresi” ve Rembrandt’ın babasının resmettiği: “Bir ihtiyar adamın portesi” gibi değerli çalışmalar da Hermitaj koleksiyonunun parçasını oluşturuyor. Rembrandt’ın eserlerinin bulunduğu büyük salonda, Rembrandt okulunun öğrencileri ismiyle anılan tablolar da mevcut.
Osmanlı Devletinden çok sayıda eser var
Hermitage’da, Osmanlı Devletine ait değerli takılar, el işleri; Rusya ve Osmanlı Devleti arasında yaşanan savaşlar sonrasında elde edilen savaş ganimetleri de bulunmaktadır. Sultan II. Mahmut tarafından İmparator Nikolay’a hediye edilen at koşum takımı; Türk silah koleksiyonları, hançerler ve palalarda bulunmaktadır.
Puşkin Müzesi ve Anıt Binası
Rus ve Dünya Edebiyatına kazandırdığı şiirleri ve hikayeleriyle tarihe ismini yazdıran Puşkin’in, meşhur sarı odasındaki çalışmalarını inceleyerek, yaşadığı döneme bulunduğu kültürel ve sanatsal çalışmalarının b
Aziz İshak Katedrali
İşçiliği, lacivert taşları, bakır taşı ve şehrin merkezindeki konumu itibariyle Avrupa’daki Katedrallerin en iyilerinden olan Kilise, ihtişamıyla ziyaretçilere akılları durduracak bir görsel zevk sunuyor.
Marinski Opera ve Bale Tiyatrosu
Dünya Klasiği olan temsillerin promiyerleri yapılan (Çaykovski baleleri, Musorgski operaları) kökleri 1783’te perdelerini açan Bolşoy Tiyatrosu’na dayanmaktadır. 1935 – 1992 yılları arasında Sovyet liderlerden Sergey Kirov’un adını taşımıştır.
BEYAZ GECELER
Avrupa’nın 4.büyük şehri olan St. Petersburg’da, soğuk ve uzun geçen kış dönemi, güneşli günler gelince meydanlarında dans edilen bir şehir havasına giriyor. Yaz günlerinin en dikkat çeken noktası ise “Beyaz Geceler” olarak biliniyor. Haziran ayının başlangıcından, Ağustos ayının ortalarına kadar hâkim olan bu süreçte, günde ortalama 22 saat boyunca aydınlıkta kalıyorsunuz. Bu dönem Ülke turizmin en hareketli olduğu zaman aralığı olarak bilinmektedir. Büyük meydanlar ve geniş caddelerinin bolluğuyla dikkat çeken Rusların batıya açılan kapısı St Petersburg şehrinde; festivaller, konserler ve çeşitli kültürel aktiviteler düzenleniyor.
No more pages to load
No more pages to load