
Ne İstediğini Bilen Var mı?
Kendimizi bildik bileli planlarımız ve hayallerimiz var. Hayatın akışı ve kendi ritmi içinde arada bir kafanızı kaldırıp “Ne ummuştum ne buldum!” “Neden hiçbir şey istediğim gibi olmuyor?” dediğinizi duyar gibiyim.
Peki gerçekten ne istiyorsunuz? Hiç düşündünüz mü?
Çoğumuz ne istediğimizi değil de ne istemediğimizi çok iyi biliyoruz.
-Nasıl bir iş istiyorsun?
-Uzak olmasın, bana değersiz hissettirecek yöneticiler olmasın, haksızlık yapılmasın...
-Annenle/eşinle/çocuğunla.. ilişkin nasıl olsun isterdin?
-Bana müdahale etmesin, anlayışsızlığından çok sıkıldım, huzursuzluk olmasın...
Düşüncelerimizde, duygularımızda ve sözümüzde bütün odağımızı ve dikkatimizi nasıl olmasını istemediklerimize veriyoruz, fark edelim. Ne istemediğimizi paragraflarca ya da dakikalarca anlatabilirken, “peki ne istiyorsun?” sorusunun cevabı genellikle sessizlik oluyor.
Odağımız neredeyse enerjimiz, duygumuz ve düşüncemiz orada çalışır. Aslında sistemi anlamak çok kolay. 100 birimlik enerjiniz olduğunu düşünün. Sağ elinizde takdir edilmek, sol elinizde değersizlik olsun. Sürekli değersiz hissettiren insan ve olaylardan konuşarak, şikayet ederek, enerjinizin 100 birimini de değersizliğe harcarsınız. Gözünüz, sözünüz ve tüm odağınız sol elinizdeki değersizlikte iken hayat size değersizlikten başka ne getirebilir ki? Gözünüz sağ elinizdekinin farkına bile varamaz..
İşte gerçekten ne istediğini bilmek tam da bu yüzden çok önemli ve kıymetli.
Örneğin hayatımızda saygısızlık mı istemiyoruz? Peki biz kendimize, varoluşumuza ve yaşamımıza ne kadar saygı duyuyoruz? Kendimize sunmadığımız saygıyı başkaları bize sunsun diye bekliyoruz. Dikkatimizi saygısızlık yerine saygıya verelim, önce kendimize saygı sunalım ve hayat da bize saygıyı getirsin.
İnsanlığın en kötü icadı savaş.. Ne yazık ki dikkatimizi savaştan alamıyoruz, almıyoruz. Savaşa öfkeliyiz, nefret doluyuz, sebep olanlardan nefret ediyoruz.. Bu tablonun içinde sizce “barış” kendine yer bulabilir mi? Eylemlerin, buluşmaların, tartışmaların konusu bile “savaşa hayır, savaşı lanetliyoruz”.. Neden “barışa evet, barışı güçlendiriyoruz, barışı büyütüyoruz” değil?
Duygumuzda, düşüncemizde, içimizde ne varsa yaşamımızda da olmakta olan ve de olacak olan odur...
Kalplerimizde sevgi, barış ve anlayış olması niyetiyle..
Seda Nerkis

Seda Nerkis
Hep dışarıda aradığımız ya da aramaktan vazgeçtiğimiz o sihirli değneğin aslında içimizde olduğunu fark etme yolculuğu bizimkisi... Danışanlarımıza o değneyi kendileri için en güzel nasıl kullanabileceklerinin yolunu gösteriyoruz. Kuantum, NLP, Evrensel Enerji, Evrensel Şifa gibi yöntemler ve bilinçaltı çalışmalardan destek alarak, onlara çözüm üretme, kendi hayatlarını ve bedenlerini şifalandırma güçlerini yeniden hatırlatıyoruz.
No more pages to load
No more pages to load