
Çocuklara Kahvaltı Yaptırmanın Keyifli Yolları
Eveeeettt yeni ve keyifli bir maratona birlikte başlıyoruz..... Bundan böyle bir birey olarak, bir kadın olarak, bir anne olarak ve bir şef olarak ne gibi tecrübelerim varsa buradan sizlerle paylaşıyor olacağım. Dilerim sizlere bir faydam olur:)
Eee hadi başlayalım o zaman...
Hepinize kocaman gülümseyen bir merhaba ile başlayalım öncelikle... Aslında merhabadan çok günaydın demek daha doğru herhalde.... Niye mi sabahın 5:00’inde ben ve kızım Defne mutfak tezgahında oturmuş harıl harıl çalışıyoruz. Ben yazımı hazırlarken o da bugünkü sınavı için hazırlanıyor. Birazdan günün en sancılı seramonisi başlayacak; kahvaltı faslı....
Yok yok artık bizim için sancılı değil... Nasıl mı çözdük? Öyle fizik kimya formülleri gibi karışık değil elbet, ama deneme yanılmalarla sonunda doğruya vardık. Bugünkü amacım, sizin deneme yanılma sürecinizi, tecrübelerime dayanarak bir nebze olsun kısaltmak.
Yemek Seçen ve Zor Yiyen Çocuklarla Kahvaltı
Bir anne için en kabus şey, yemek seçen ve zor yiyen bir çocuk olsa gerek. Bilirim çünkü bende de bir tane var, oğlum Ali. Hatta iki diyebiliriz çünkü kızım yemek konusunda her ne kadar beni az üzen bir çocuk olsa da söz konusu kahvaltı olunca hep bir sancılanma söz konusudur. Eee tabi sabahın köründe daha afyonu bile patlamadan çocukları sıcacık yataktan kaldır, giydir, hazır et ve birşeyler yiyip sonra da okula gitmesini iste... Hadi gerçekçi olalım pek de cazip bir teklif değil dimi.
Size sihirli bir değnekten bahsedeceğim; ortamı yumuşatıp, eğlenceli hale getirecek sihirli bir değnek; müzik. Çocuğunuzun ve sizin sevdiğiniz müzikle başlayın güne... hatta mümkünse ses biraz yüksek olsun (aman dikkat çocukla kahvaltıyı keyifli hale getireceğim derken, komşularla aranızı bozmayın tabiki:)). Hatta müzik öyle sihirli birşey ki sizi bile ayıltacaktır emin olun. Müziği onu uyandırmaya giderken açın mesela. Hatta her yemekte mutlaka olsun. Müziğin ruhunuza, modunuza etkisini elbetteki biliyorsunuz. Bırakın bu sihir çocuğunuzu da etkilesin.
Formülümüzün ikinci önemli noktası kafanızdaki klasik kahvaltı anlayışından uzaklaşmak şart. Serpme şekilde hazırlanmış bir kahvaltı; zeytinler, peynirler, reçeller, domates, salatalık vs (bu liste böylece uzar gider). Siz illa bu tarz kahvaltı şeklinde ısrarcıysanız, pazarları kalabalık aile kahvaltısı sunumlarınızı bu şekilde hazırlayabilirsiniz.
Ama okula gitmeye hazırlanan çocuğunuz için sade bir seçenek sunmak inanın işinizi kolaylaştıracaktır. Zaten kafası kahvaltı etme konusunda karışmış çocuklarımıza bir de çoktan seçmeli bir sofra sunarak durumu daha da zorlaştırmanın anlamı yok. Basit bir iki çeşitten oluşan, belki bir ahşap üzerinde hazırlanmış bir kahvaltı sizi bile cezbedecektir.
Sunum Çok Önemlidir
Unutmayın, sunum her şeydir. Bir şeyin lezzetinden önce sizi yemeye ikna eden şey aslında sunumdur. Biz bunun için büyük ahşap kesme tahtaları aldık. Ailedeki herkesin önünde bunlardan var, hatta bazen akşam yemeklerinde de bunları kullanıyoruz (et ve salata için çok şık ve iştah açıcı bir sunum oluyor tavsiye ederim). Şimdi hayal edin; bir ahşap sunum tahtası üzerinde çocuğunuzun damak tadına uygun soslarla lezzetlendirilmiş, üçgen kesilmiş bir tost olsun mesela. Yanında da ikiye bölünmüş cherry domates, üzerinden nar ekşisi gezdirilmiş ve soyulmuş yenmeye hazır mandalina. Nasıl serpme bir kahvaltıdan daha iştah açıcı gelmedi mi size?
İkinci sihirli değneğimiz renkler; renklerin insanların pisikolojileri üzerindeki etkilerini elbette duymuşsunuzdur. Duymadım ya da az bilgim var diyorsanız hemen bilgisayar karşısına geçip, renklerin insanlar üzerindeki etkilerini araştırın. Sakinleştiren, olumlu, pozitif, işbirlikçi, barışçı olmayı sağlayanlar mı dersiniz, aceleci olmayı, sinirli, kırılgan olmayı sağlayanlar mı dersiniz ne güç ararsanız bulursunuz renklerde. Bizi şu an en ilgilendireni iştah açıcı olanları mesela kırmızı. Masada mutlaka kırmızı kullanın, bu domates olabilir, kase olabilir, fincan olabilir, masa örtüsü olabilir vs. Yeterki bir yerlerde kırmızı olsun ve siz onun gücünden faydalanın. Fastfood restoranlarının logo ve dekorasyonlarında kırmızıyı yoğun kullanmasının sebebi budur.
Farklılıklarla şaşırtın, yaratıcı olun. Her gün aynı şeyi yemeyi eminim siz de istemezsiniz. Farklı şeyler yemek daha cazip gelir ya da en azından farklı olduğunu algılatın. Mesela bizimkiler peynir sevmezdi; bense bayılırım. Hele peynir domates ve zeytin bir arada olunca müthiş bir lezzettir. Bunu farkeden ben; rondoya peynir, zeytin ve domatesi koydum ve püre haline gelene kadar çektirdim. Üzerine de biraz zeytinyağı döktüm. Benim sihirli formülüm diye önlerine koydum. O günden sonra anne sihirli formulünden yapsana nolur diye dolanıp durdular. Peynir sevmeyen çocuklarım, farkında olmadan bir sürü peynir yediler.
Kahvaltı Tabaklarında Hikaye Yaratmak
Oyuna dönüştürün. Bu formül daha küçük yaş gruplarında etkili olur genellikle. Hazırladığınız kahvaltılıklardan tabaklarda hikayeler yaratın. Bunun örneklerini de yine internette bulmanız mümkün yada yaratıcılığınıza güveniyorsanız, tasarlayın kendi hikayeleriniz olsun.
Bizim atölyede yaptığımız buna benzer bir programımız var “Eyvah tabaklar canlandı! “ diye. Çocuklara malzemeleri veriyoruz ve yiyeceklere şekiller vererek neler neler yapıyorlar bir görseniz şaşarsınız; hayvan şekilleri, ağaçlar, çiçekler, trenler.... ve daha neler neler... üstelik bunları yemesi de yapması kadar keyifli onlar için.
Saygı duyun... Her ne kadar yaşları küçük olsa da kabullenmeliyiz ki onlarda bir birey. Onlarında sevdikleri, sevmedikleri, tercih ettikleri, damak tatları var. Baskıcı olmak yerine sevdikleri lezzetleri çeşitlendirmeye çalışalım. Bazen farklı lezzetler denemeleri için tavsiyelerde bulunalım ama mecbur bırakmayalım.
Ve son formül; örnek siz olun. Sevmediğiniz şeyi ondan yemesini beklemeyin. Siz yiyin ki o da görsün, bilinçaltına yerleşsin şimdi olmasa da ilerde yiyecektir merak etmeyin. Mutlaka sofraya birlikte oturun; ailece. Hele hele günümüz koşuşturmacası ve teknoloji bağımlılığımız ile çocuklarımız ile birlikte zaman geçirmemiz bu kadar zorlaşmışken. Tüm teknolojik aletleri bir kenara bırakıp, ailece sohbet edeceğiniz sofralar kurun. Bakın o zaman yemek yemek nasılda keyifli hale gelecek. Üstelik bu sadece onlara değil emin olun size de çok iyi gelecek.
Bunlar nacizane öneriler sadece umarım işinize yarar ve yol gösterici olur. Hatta belki sizler yeni yollar keşfedersiniz. Sizlerde benimle paylaşın lütfen, paylaşın ki ben de başkalarına anlatayım. Bilgi paylaştıkça değerlenir.
Mutlu ve lezzetli günler, ağzınızın tadı hep yerinde olsun.

Didem Doğru
2014’ten beri açtığı atölyesinde çocuklara yemek yapmayı ve böylece sağlıklı beslenmeyi amaçlayan Didem Doğru, özel bir kanalda yaptığı Çocuklar Mutfakta adlı yemek programının yanı sıra bundan böyle hem aşçılık hem de annelik deneyimlerini daha fazla çocuğa ve anneye ulaştırmak adına kadin.com da.
No more pages to load
No more pages to load