
Çocuklar İçin Uyku Vakti.Herkes Kendi Yatağına!
Hemen hemen her çocuk uyku vakti gelince anne ve babasının yanında uyumaktan çok büyük keyif alır. Çünkü bağımsızlığını kazanma sürecinde kendilerini dış dünyaya karşı savunmasız ve yalnız hissederler. Bu sebeple anne ve babanın tam da ortasında mışıl mışıl uyurken, kendilerini güven duygusunun tam ortasında bulurlar. Ne ürkütücü karanlık, ne bir tıkırtı, ne de garip şekiller onların uykularını kaçırabilir. Amiyane tabirle dünya dursa umurlarında değildir. Huzurlu , güvenli, sıcacık, sevgi dolu ve şefkatli bir uykuya kim hayır diyebilir ki ? Fakat! … İşte bu noktada biraz düşünmek gerekir. Pamuklara sarmalanmış bir çocuk ne kadar huzurlu ve dingin gözükse de , bu konforun bir bedeli vardır elbette.
Uyku Vakti Gelince Çocukları Nasıl Yatağında Yatmaya Yönlendirmeliyiz ?
Çocuktur bu! Uyku vakti gelince anne ve babasının yanında yatsa ne olur diye düşünebilirsiniz. Hem gece sık sık üzerini açıyor, hasta olacak tuvaleti geliyor, korkunca anne babasının yanına gitmek istiyor. Çocuğa bu sıkıntıları yaşatmaya ne gerek var ki? Biraz daha uyusun bizim yanımızda büyüyünce zaten kendisi gelmek istemeyecektir diye düşünür pek çok aile. Pratikte bu yöntem kolaydır aslında. Ağlayan çocuğun yanına git, onu kucakla ve güvenli alana usulca bırak. “Tamam artık ağlamıyor. Biz olmadan yapamaz ki bizi çok seviyor” Bu cümleler ve düşünceler sık sık zihnimizde dolaşır. Hafif bir mutluluk da verebilir başlarda. Çocuğunuz, deliksiz uyur yanınızda ve gecenin bir yarısında ağlayan çocuğunuzun odasına gitmek durumunda kalmazsınız. Bu durum annelerin de pek hoşuna gider. Ama zaman çabuk geçer ve o minik bebek yatakta anne babaya rahatsızlık vermeye başlayabilir. Keyifli uykuların yerini eşler arasında sancılı tartışmalara bırakabilir. Çiftlerden daha yumuşak kalpli olanına “Zaten bu çocuğu sen alıştırırdın bizimle uyumaya” serzenişleri ısrarla ve defalarca sarf edilir.
Bu arada çocuk da anne baba arasında yatmaya alıştığından , kendi yatağına tekrar geri dönmemek için her türlü direnişi son damlasına kadar gösterir. En nihayetinde bu gerilimli tablo her gece tekrar tekrar yaşanır. Bu tablonun yaşanmaması için baştan önlem almak en akılcı çözümdür.
En Başından Bebeğinizi Sizin Konforlu Yatağınıza Alıştırmayın !
Bu konuda annelerin yaklaşımı oldukça hassas olabilmektedir. Bebek ağladığında, uyumamak için direndiğinde , gece uykusundan tedirgin bir şekilde uyandığında anneler bebeklerini koruma içgüdüsüyle onları yanlarına almak isteyebilirler. Annesinin sıcaklığını hisseden bebek rahatlar, gevşer ve kısa bir süre sonra derin uykuya dalar. Anne de bebeğin kollarında mışıl mışıl uykuya dalmasından büyük bir keyif alır. Ancak bebekler anneleriyle uyumaya çok kısa sürede alışırlar ve yataklarında uyuduklarında, uyandıkları ilk anda annelerini isterler ve ağlamaya başlarlar. İleride böyle bir sorun yaşamak istemiyorsanız, daha ilk günlerden önlem almanızda yarar vardır. Bebeğiniz gece uyanıp ağlayabilir, bunun pek çok nedeni olabilir.
Gerçekten sizi özlemiş olabilir, sizin kokunuzu, ilgi ve sevginizi hissetmek isteyebilir. Bebeğiniz gece ağlayarak uyandığında, mümkünse onu yatağından kaldırmayın. Ona dokunarak, ninniler söyleyerek tekrar uykuya dalmasına yardımcı olun. Eğer karnı tok, altı temizse ve gaz sıkıntısı yoksa bilin ki sizi özlemiştir. Eğer onu kaldırıp kendi yatağınıza götürürseniz, bunun sonu asla gelmeyecektir. Burada önemli etkenlerden biri bebeğin gündüz uykusunda annesiyle birlikte yatmasıdır.
Gündüz annesiyle uyuyan bebek, gece de aynı rahatlığı isteyecektir. Bu konuda annelerin de özenli olması gerekmektedir. Bu noktada söylemek istediğim bebeğinize vereceğiniz sevgi ve ilgiden mahrum kalması değil kendi bağımsızlığını ve alanını belirlemesi gerektiğinin erken yaşlardan itibaren ona hissettirilmesidir. Bebeğinizin sevgi gereksinimini uyanıkken onunla bol bol birlikte olarak oyunlar oynayarak, ona dokunarak sarılarak giderebileceğinizi unutmamalısınız.
Peki Çocuğunuz Hastalandığında Ya Da Eşlerden Biri Evden Ayrılıp Yolculuğa Çıktığında
Herhangi bir nedenden dolayı çocuğunuz sizinle yatmaya alışmış ise, biraz zorlu bir süreç sizi bekliyor demektir. Belki çocuğunuzu bebekken sizinle yatmaya alıştırmamış olabilirsiniz herhangi bir hastalığı sırasında ya da eşiniz şehir dışına çıktığında da çocuğunuz buna alışmış olabilir. Eşler şehir dışına gittiği zamanlar anneler çocuklarını yanlarına alırlar. Çocuklar korktuğundan değil de, anneler kendi korku ve kaygılarını bastırmak adına da böyle bir davranışta bulunmuş olabilirler. Annesiyle bir iki kere uyuyan çocuk babası geldikten sonra da böyle bir davranışa yönelebilir. Eğer kararlı davranılmaz ve çocuğu üzüp kırmamak adına bu duruma devam edilirse çocuk o andan sonra kendi yatağını terk etmek isteyebilir. İlk zamanlar bu davranışın anne babayı rahatsız etmemesi , çocuğun alışkanlık davranışının pekiştirmesine neden olacaktır.
İlk çocukluk yıllarında çocukların sık sık hastalanmaları da anne baba ile birlikte uyumalarına zemin hazırlamaktadır. Hatta hasta çocuk yatağa alınırken , baba çocuğun yatağına ya da kanepeye gönderilebilir. Gece ateşini kontrol etmek, havale geçirme kaygıları özellikle aşırı koruyucu annelerin korkuları, hastalanan çocuğun yatağa alınmasına ve sabaha kadar annesiyle birlikte yatmasına neden olur ve bu nedenler de anne için kabul edilebilir sebeplerdir.
Doğal Afetler De Anne Baba İle Uyumanın Bir Diğer Nedeni Olabilir
Yangın , sel, deprem gibi doğal afetler anne baba ve çocukların geceleri birbirinden ayrılmamaları ve birlikte uyumaları için makul ve gerekli koşullar olarak görülebilir. Bu tarzda doğal afetlerden herhangi birine maruz kalmış ailelerde ilerleyen zamanlarda ölüm korkusu, anne babayı kaybetme korkusu, çocuğunu kaybetme korkusu oluşabilir. Bu tarz afetleri birebir yaşamayan aileler bile, televizyonda gördükleri görüntülerden etkilenerek geceleri çocuklarını yanlarına alarak yatma alışkanlığı edinebilirler. Sevdiğini kaybetme ve ölüm korkusuyla birlikte oluşan bu davranış ancak psikolojik tedavi yöntemleriyle giderilebilmektedir. Eğer bu tarzda eğilimleriniz var ise psikolojik destek almanızda fayda vardır.
Yalnız Annelerin Çocukları İle Birlikte Uyuma İstekleri
Ülkemizde boşanma oranlarının giderek artması ile yalnız yaşayan annelerin sayısı da çoğalmıştır. Yalnız yaşayan anneler çocuklarını yanlarına alarak uyumayı tercih edebilirler. Gerek çocuğu korumak, gerekse yalnızlıklarını bir an olsun gidermek amacıyla çocuklarıyla birlikte uyuyan anneler , yanlarında çocukları olmadığında uykuya dalmakta zorlanabilirler.
Çocuk kendi yatağında yatmaya alışkın olsa bile , ısrarla çocuğu yanında yatırmaya ikna etmeye çalışan pek çok anne vardır. Bu durumda çocuklarda bir süre sonra kendisine ve hayata olan güvenini yitirmeye yol açabilir. “Anne bağımlısı” bir yaşam tablosu oluşabilir ve bu durumdan sıyrılmak ilerleyen yaşlarda daha da zorlaşabilir.
Eşlerini kaybeden anneler üzerinde yapılan araştırmalar göstermiştir ki çocuklarıyla birlikte uykuya daha rahat dalabilmektedirler. Aile yaşamlarında meydana gelen bu olumsuz değişimi, üzüntülerini ve hayata tutunma çabalarının ağırlığını gece yalnız kaldıklarında daha çok hissettiklerini söyleyen anneler acılarını ancak çocuklarına sarılarak uyuduklarında hafiflediğini söylemektedirler.
Anne Baba İle Uyumayı Alışkanlık Haline Getirmiş Çocuklara Nasıl Yaklaşılmalıdır ?
Hangi nedenle olursa olsun, her çocuk uyku vakti gelince anne ve babasıyla uyumaktan büyük keyif aldığını biliyoruz ve çocukların bu cazip daveti reddetmediklerini de. Birlikte uyuma fikrini itiraz etmeden kabul ederler. Ancak bu durum bir alışkanlığa dönüşmüş ise ve çocuk kendi odasında uyumakta direnmeye başlıyorsa bu keyif bir müddet sonra anne baba için bir işkenceye dönüşebilir. Başlangıçtaki keyifli iletişim ve “tadını çıkaralım duygusu” yerini artık “kendi odasında uyuyabilmeli” serzenişine bırakır. En başında söylediğim baştan korunmayan bu özerklik daha sonra kazandırılmaya çalışıldığında dünya çocuğun başına yıkılır ve kendince sebepler arar. Çocuk , Neden? Ne değişti? Beni artık neden yanlarında istemiyorlar? soruları ile karşılaşır. keskin bir reddedilme duygusuna kapılır.
Neler Yapmalıyız Peki ?
- Çocuğunuz gece ağlayarak uyandığında , yanına giderek onu sakinleştirin, uyuyuncaya kadar yanında bekleyeceğinizi, daha sonra kendi yatağınıza gideceğinizi söyleyin. Çocuğunuz susmuyor diye pes edip onu asla yatağınıza almayın.
- Çocuğunuzun yatak odasında değişiklikler yapın. Odanın şeklini ve rengini değiştirmek hatta bu değişikliklere birlikte karar vermek de alternatif bir yöntemdir. Sevdiği oyuncaklar , duvara asılan aile fotoğrafları, ona ait özel oyun köşesi ve bildiği tanıdığı eşyaların olması gece karanlığında farklı anlamlar çıkartarak korkmasını engellemiş olur. Odasını seven, odanın hazırlanmasına, renklerine ve düzenine hakim olan çocuk orayı benimser ve kendini güvende hisseder ve rahatlıkla uykuya dalabilir. Rahatlatıcı kokulardan da yararlanabilirsiniz. (lavanta,papatya)
- Eğer çocuğunuz korktuğunu söylüyorsa , odasına koyacağınız sevimli bir gece lambası ya da sarılarak yatabileceği sevdiği bir oyuncak ( küçük yaş çocuklar için ) onun kendisini iyi hissetmesini ve korkmadan uyumasını sağlayacaktır.
- Uyku vakti gelmeden önce onun ilgisini çekeceğini düşündüğünüz kitaplar okuyabilir odasında onunla zaman geçirerek dinlendirici oyunlar oynayabilir size özel bir uyku şarkısı yaratabilirsiniz. Rutine bağlanan bu süreç ona birazdan uykuya dalacağı mesajını verir. Çocuğunuzu hem zihnen hem de bedenen uyku sürecine bu şekilde hazırlayabilirsiniz.
- Çocuğunuzun yanında izlediğiniz haber programlarındaki olumsuz şiddet içerikli haberler, gerilimli filmler, eşler arasında meydana gelen kavgalar çocuğunuzda tedirginlik yaratır. Bu konuda özenli davranmanız gerekir. Her çocuk anne ve babasının kavgasından korkar ve kendini kötü hisseder. Suçluluk duyguna kapılabilir.
- Eğer çocuğunuz gecenin belli bir saatinde uyanıp, sessizce yanınıza geliyorsa , onu tekrar yatağına götürün ve uyuyana kadar yanından ayrılmayın. Bunu sürekli yapmak size zor gelebilir. Kolay yöntem olarak “hadi bu gecelik bizimle yat” denilebilir ama asla bu durum bir gece ile kalmaz. Bunu yapmakta zorlanırsanız eşinizle yardımlaşarak bir düzen oluşturabilirsiniz. Eşlerin yardımlaşmaları gerilimi azaltır. Bir gece eşiniz bir gece siz bu görevi üstlenebilirsiniz. Unutmayın siz ne kadar kararlı olursanız çocuğunuz da size direnmekten vazgeçecek ve kendi gelişimi için uygun olan davranışa yönelecektir. Hepinize keyifli ve huzurlu uykular dilerim. J

Güner Özdoğru
1984 yılında Adana'da doğan Güner Özdoğru Çukurova Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği programını tamamladıktan sonra 2006 yılında MEB’e öğretmen olarak atanmıştır. Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı gençlik kamplarında Kamp Liderliği ve Program Sorumlusu olarak gönüllü çalışmalar yapmaktadır. Çağdaş Drama Derneğinde Yaratıcı/Eğitici Drama Liderliği programını bitiren Özdoğru, yaratıcılık, oyun, ritim, dans ve hareket konulu ulusal ve uluslararası pek çok atölye ve eğitim programına katılmaya devam etmektedir. 4-12 yaş aralığındaki çocuklarla akıl oyunları, hafıza teknikleri, satranç, çocuk yogası, zeka oyunları çalışmaları yapmaktadır. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünde ikinci lisans eğitimini tamamlamıştır. Marmara Üniversitesi Aile Danışmanlığı eğitimini almıştır. Hayata Renk Ver Derneği gönüllü üyesi olarak hastanelerde uzun süreli tedavi gören çocuklara destek çalışmalarına devam etmektedir.
No more pages to load
No more pages to load