Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana, Viyana’da Kahve, Viyana Lezzetleri, Viyana’nın Ünlü Caddeleri

Avusturya’nin başkenti, klasik müzik ve operanın şehri Viyana …

Yüzyıllara meydan okuyan tarihi binaları, cennet bahçeleri ile imparatorluk sarayları, muhteşem katedrali, müzeleri, ihtişamlı opera binası ve nostaljik cafe’leri ile insanı büyüleyen şehir…

Eski şehrin sokaklarında kaybolmuşken, Arnavut kaldırımlarda yankılanan nal sesleri kulağınıza çalınır. Tarihin tozlu sayfalarından kopup gelmişçesine atlı bir araba size doğru yaklaşırken açık bir pencereden duyulan Mozart’ın La major piyano sonatı ile büyülenirsiniz.

Viyana Sarayları

Uzun yıllar Avusturya’da hakimiyet süren Habsburg Hanedanına ait sarayları gezerek başlamak lazım bu şehri tanımaya.

HOFBURG PALACE:

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana                   

İmparator Franz Joseph ve Sisi olarak tanınan ünlü İmparatoriçe Elisabeth’in yaşadığı, şehrin kalbinde yer alan, İmparatorluğun kışlık sarayı Hofburg Palace (Hofburg Kraliyet Sarayı) ilk ziyaret edilmesi gereken yerlerden.  Fransızların ünlü kraliçesi ve Avusturya arşidüşesi Marie Antoniette de bu sarayda dünyaya gelmiş. Günümüzde ise sarayın bir kanadı Avusturya cumhurbaşkanlığına tahsis edilmiş.

Elisabeth’in Yaşamı

Avusturyalılar tarafından çok sevilen İmparatoriçe Elisabeth’in dramatik bir yaşamı olmuş. Oğlunun yabancı biriyle evlenmesini istemeyen Franz Joseph’in annesi, onun,  kız kardeşi Ludovika’nın büyük kızı olan, kuzeni Helene ile evlenmesine karar verir. Resmi evlilik teklifi için Helene ile bir araya getirilen Franz Joseph ise onun yerine ilk görüşte aşık olduğu Helene’nin on beş yaşındaki kız kardeşi Elisabeth ile evlenir.  Özgür bir çocukluk geçiren Bavyera düşesi  Elisabeth  imparatorluğun katı kurallarına uyum sağlayamaz. Kocasının kendisine olan derin aşkına karşılık aynı hisleri taşımamaktadır: “Evliliğin ne olduğunu anlamadım. On beş yaşında bir mal gibi satılıyor ve anlamadığınız bir yemini edip tüm hayatınız boyunca oyun oynamak zorunda kalıyorsunuz” sözleri onun evlilik ile ilgili samimi hisleridir.

İlk çocuğunun iki yaşında hastalanarak ölmesi onu hayatı boyunca sürecek bir depresyona sürükler.  Fiziksel görünümüne çok önem veren Sisi ağır egzersizler yapmakta, günün büyük bir bölümünde ise atla dolaşmaktadır. Avusturya-Macaristan  monarşisinin kurulmasında  etkisi olan Sisi, Macaristan kraliçesi olarak taç giyer. Tek oğlu veliaht Prens Rudolf’un  intiharıyla sarsılan ve o günden sonra siyahlara bürünen İmparatoriçe, İsviçre’ye yaptığı bir gezi sırasında İtalyan bir anarşist tarafından bıçaklanarak öldürülür.

Hofburg Sarayında mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında  İmparator ve İmparatoriçe’nin yaşadığı ve bu güne kadar aynen muhafaza edilen Kaiserappartements (İmparatorluk daireleri- Imperial Apartments)  gelir. Buradaki altı adet oda Sisi Müzesi olarak düzenlenmiş.  Sisi’ye ait kıyafetler, egzersiz yaparken kullandığı aletler, atlı arabası ve hatta Sisi’yi öldüren bıçak dahil üç yüzden fazla eşyası sergileniyor. İmparatorluğun geniş gümüş koleksiyonun bulunduğu bölümde ise o dönemin insanlarının ihtişamlı hayatlarından bir kesit sunuluyor.

Sarayın bitişiğinde yer alan barok mimari tarzındaki Österreichische Nationalbibliothek (Avusturya Ulusal Kütüphanesi-Austrian National Library) 1920 yılına kadar Kraliyet Kütüphanesi olarak adlandırılmış. Paha biçilmez tarihi el yazmaları ile dünyanın en eski ve en iyi kütüphaneleri arasında sayılmakta.

Saraya yürüme mesafesinde muhakkak görülmesi gereken bir yerde Spanische Reitschule (İspanyol Binicilik Okulu-Spanish Riding School).  Asil, beyaz Lipizzaner atlarının gösterilerinden birini izlemek çok keyifli bir deneyim.

Schloss Schönbrunn

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

 

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

 

Etkileyici diğer bir saray ise İmparatorluğun yazlık sarayı Schloss Schönbrunn (Schönbrunn Sarayı). Schönbrunn “güzel çeşme” anlamına geliyor. Saray’da Franz Joseph ve Sisi’nin odaları da olmasına rağmen Saray çoğunlukla Kraliçe Maria Theresa ve ailesinın izlerini taşıyor. Sarayın içi Kraliçenin emriyle rokoko tarzıyla yapılmış, dışı ise “Schönbrunn Sarısı” rengine boyanmış. Kraliçe Maria Theresa Habsburg hanedanının en güçlü kadını ve imparatorluğu bizzat yöneten tek imparatoriçe.  16 çocuğu olan Kraliçe, Marie Antoinette’in de annesi.

Sarayın içindeki Büyük Galeri rokoko tarzında yüksek pencereleri, kristal aynaları ve şamdanları ile muhteşem. Geniş salonda vals yapan Viyana’nın şık aristokratları gözünüzde canlanıyor bir an. Burası halen devletin bazı resepsiyonlarında kullanılıyor.  Kristal aynalar ile kaplı diğer bir odada ise küçük Mozart’ın Kraliçe önünde verdiği ilk konserde duyduğu heyecanı içinizde hissediyorsunuz. Kraliçenin eşinin ölümünden sonra onun anısına portreleri ile süslediği oda ise hüzün veriyor insana. Saray 1400 odası ile hanedanın yaşamını gözler önüne seriyor.

Saray’ın bahçesi ise cennetten bir köşe…  The Labyrinth (Labirent), 1752’de kurulmuş Schönbrunn Zoo (Hayvanat Bahçesi), az bulunur egzotik bitkilerin yetiştiği Orangeriegarten (Orangery Garden-Limonluk), Gloriette (Zafer Takı), hanedan çocuklarının günlük yaşamlarına dair ilginç bilgiler edinebileceğiniz Kindermuseum (Children’s Museum-Çocuk Müzesi),  saraya adını veren çeşme görülecek yerler arasında.

Belvedere:

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Viyana şehri Osmanlı tarafından iki defa kuşatılmış. Birincisi Kanuni Sultan Süleyman, ikincisi ise IV.Mehmet zamanında gerçekleşmiş ancak başarısız olunmuş. İkinci kuşatma sırasında Türkleri ağır bir yenilgiye uğratan ünlü general Savoy prensi Eugen için yaptırılan Barok stilindeki yazlık saray Belvedere (Belvedere Sarayı) gezilecek bir diğer saray.

Belvedere,  Oberes Belvedere (Yukarı Belvedere) ve Unteres Belvedere (Aşağı Belvedere) olmak üzere iki bölümden ve ortalarındaki geniş bahçeden oluşuyor. Aşağı Belvedere süreli sergilere ev sahipliği yapıyor. Yukarı Belvedere’ de ise kalıcı sergiler  yer alıyor. Avusturya’nın yetiştirdiği önemli ressamlardan ve Avusturya Sanatçılar Birliği- Viyana Secession akımının kurucularından Gustav Klimt’in en tanınmış eseri  Der Kuss (The Kiss-Öpücük) tablosu burada sergilenmekte.  Egon Schiele, Kokoschka, Gerstl gibi Avusturyalı diğer ünlü ressamlara ait tablolarda Saray duvarlarında yerlerini almış.

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Viyana Müzeleri

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Viyana bir müzeler şehri. En etkileyicisi İtalyan Rönesans stilinde inşa edilmiş olan ve 1891 tarihinde açılan Kunsthistorisches Museum (Museum of Fine Arts-Sanat Tarihi Müzesi). Müzenin iç mimarisi   yüksek süslü tavanları ile insanın başını döndürüyor. Caravaggio, Rubens, Rembrandt, Velazquez, Raphael, Dürer, Titian, Brueghel gibi değerli ressamların eserleri sergilenmekte.

2001 tarihinde açılan irili ufaklı bir çok müze ve galeriden oluşan, Museumquartier kompleksi (Müzeler topluluğu), aralarında Leopold Museum, Museum of Modern Art Ludwig Foundation-MUMOK gibi sanat müzeleri de olmak üzere, şehrin tam ortasında kurulu bir kültür merkezi.

       Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Naturhistorisches Museum

(Doğa Tarihi Müzesi),  Sanat Tarihi Müzesi’nin karşısında göreceğiniz diğer bir ihtişamlı bina. Dünya uygarlık tarihi burada sizi bekliyor. Canlandırılan ilk insanların arasına  karışabilirsiniz.  Arkeoloji, antropoloji, jeoloji ve zooloji bölümlerinde fosiller, dinazor iskeleti, nesli tükenen hayvanlar, doldurulmuş hayvanlar, değerli madenler, taş ve meteor koleksiyonları sunuluyor.

Viyana’nın en iyi sanat müzelerinden Albertina (Albertina Müzesi)  Dürer ve Klimt eserleri görmek için ziyaret edilmesi gereken müzelerden.

Sanat adına büyük önem taşıyan, beyaz kübik yapı Secession Building (Sanatçılar Birliği Binası), geleneksel klasik sanata tepki olarak Viyana Sanat Okulu’ndan ayrılan Klimt, Moser, Hoffman, Olbrich gibi sanatçıların (“Secession Akımı”) öncülüğünde kurulmuş, yeni akımlara açık Sanatçılar Birliği’nin binası. Binanın girişinde yer alan “Der Zeit Ihre Kunst, Der Kunst Ihre Freiheit” - Çağın Sanatı Yapılmalı, Sanatın Özgürlüğü Olmalı- sözü, bu hareketin ana fikri olmuş. Müzenin bir odasının duvarında Klimt tarafından 1902 yılında, Beethoven onuruna yapılan bir sergi için resmedilen, insanın mutluluk arayışını simgeleyen freskler mutlaka görülmeli.

Psikanalizmin kurucusu Sigmund Freud'un 1891'den, Nazilerden kaçmak için Londra'ya gittiği 1938'e kadar yaşadığı ev bugün Sigmund Freud Museum olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Müzede Freud'un muayenehanesi ve özel eşyaları bulunuyor.

Mozart’ın 1784-1787 yılları arasında yaşadığı, önemli eserlerinden bazılarını, Figaro’nun Düğünü gibi,  bestelediği ve bugün Mozart Müzesi olarak ziyarete açılan evde bulunmak da oldukça heyecan verici.

Viyana’da Müzik

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Mozart, Haydn, Schubert , Strauss, Bruckner, Schönberg, Mahler, Berg gibi dünyanın en önemli bestecilerini yetiştiren Avusturya, klasik müzik, opera ve valsin ana vatanı. 1869 yılında Mozart’ın Don Giovanni adlı eseriyle açılışı yapılan Wiener Staatsoper ikinci dünya savaşı sırasında ciddi bir hasar almış ve 1955’de yenilenerek açılmış. Burası Viyana Devlet Operasına ev sahipliği yapmakta. Çok değerli besteci ve müzisyenlerin sahne aldığı Musikverein de klasik müziğin yankılandığı tarihi bir konser binası. Art Nouveau tarzında inşa edilen ve 1913 yılında açılan Wiener Konzerthaus ‘da klasik müzik, caz ve dünya müziği olmak üzere değişik programlar sunulmakta. Volksoper 1898 tarihinde açılmış,  günümüzde operadan klasik müziğe, çağdaş danstan konserlere performanslar sergilenmekte. Müzikallerin sahnelendiği tarihi tiyatro binası Theater an der Wien ise uzun zaman sonra tekrar operaya kucak açmış.

 

Viyana’da Kiliseler

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Viyana’nın simgesi gotik mimari tarzda inşa edilmiş katedral Stephansdom (Aziz Stephan Katedrali) şehrin merkezinde yükselmekte.  İkinci Viyana Kuşatmasından kalan metal eşyaların eritilmesi ile yapılan, Avusturya’nın en büyük çanı, 20 ton ağırlığındaki Pummerin Bell katedralin kuzey kulesinde yer almakta.   1534'de ihdas edilen; Osmanlı akıncılarının yaklaştığını görüp çan çalarak Viyanalılara haber vermekle görevli bir memuriyet, 1956’da Viyana Belediye meclisince “Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından ve bu görevin lüzumu olmadığı için…”  kaldırılmış. Katedralin kuzeydoğusundaki dış cephede yer alan heykel, Avusturyalıların Viyana kuşatması sırasındaki zaferini temsil etmekte. Elinde bayrak taşıyan Aziz Johannes Capistranus’un ayakları altında ezilen bir Osmanlı askeri tasvir ediliyor.

1713 yılında 8000 kişiden fazlasının ölümü ile sonuçlanan veba salgınının sona ermesi üzerine, vebaya karşı savaşan kardinal Karl Borromeo’ya ithafen yaptırılan ve minare tarzı kuleleriyle dikkat çeken Karlskirche kilisesi barok mimarisinin eşsiz örneklerinden biri.

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Viyana’da Görülecek Yapılar

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Tasarımı Avusturya’lı sanatçı Hundertwasser tarafından yapılan, belediyenin diğer yapılarından farklı, dış cephesi rengarenk boyanmış, terasları ağaçlar ile yeşillendirilmiş elli iki adet apartman dairesinden oluşan ilginç bir yapı Hundertwasserhaus.  Yaklaşık iki yüz kişinin içinde yaşadığı bu bina şehirde en çok turist çeken yerlerin başında gelmekte. Ünlü İspanyol mimar Antoni Gaudí’den izler taşıyan bu binada Hundertwasser doğayla uyumlu bir mimari yapılabileceğini herkese göstermek istemiş.

Neo-gotik mimari örneği Wiener Rathaus (Viyana Belediye Binası), bir yunan tapınağını andıran Parlamentsgebaude (Parlamento Binası) görülmesi gereken diğer müthiş yapılar. Viyanın merkezinde yer alan Anker Uhr, Anker Sigorta Şirketi’ne ait iki binanın arasında bir köprü olan orijinal bir saat. Viyana tarihindeki on iki ünlü şahsiyet (Maria Theresa, Haydn, Prens Eugene gibi) saat üzerinde ilerliyor. Öğlen 12.00 ‘de ise on iki figür de müzik eşliğinde geçiyor

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

100,000 kişiden fazlasının ölümüne neden olan veba salgınının sona ermesi üzerine İmparator Leopold tarafından  barok tarzda yaptırılan Pestsaule anıtı, İmparatoriçe Maria Theresa anıtı, Stadtpark içerisinde yer alan valsin kralı Johann Strauss’un keman çalarken tasvir edildiği yaldızlı heykel ve diğer bir besteci Franz Schubert ‘in heykeli, ünlü Alman yazar Goethe’nin bronz heykeli, matbaanın mucidi Johannes Gutenberg heykelleri de görülecek yapıtlar arasında.

Viyana’da Meydanlar

 

Stephanplatz şehrin merkezinde, dükkanları, sokak sanatçıları, müzisyenleri, cafeleri ile  Viyana’nın en işlek ve popüler meydanı. Meydana adını veren katedral Stephansdom önünden kalkan atlı arabalara (Fiaker) binip eski şehirde turlamak da çok keyif verici. Karlsplatz üç metro hattının kesiştiği şehrin ana meydanlarından bir diğeri. Maria Theresa Platz Maria Theresa heykelinin yer aldığı etrafı müzelerle çevrili meydanı. Hofburg sarayına ev sahipliği yapan küçük ama turistik bir meydan Michaelerplatz. Meydanda kazılar sonucu bulunmuş tarihi Roma kalıntıları var. Musevi mahallesinde yer alan Judenplatz meydanında II. Dünya Savaşında ve soykırımda hayatını kaybeden Museviler için yapılan Holokost Anıtı ve Ortaçağ’dan kalma Sinagogun kalıntıları yer alıyor.

Viyana’nın Ünlü Caddeleri

Graben dünyaca ünlü markaların şık ve pahalı butiklerinin yer aldığı Viyana’nın en güzel alışveriş caddesi. Kaerntner Strasse  de şehrin diğer ünlü bir alışveriş caddesi.  Mariahilfer Strasse Viyana’nın en işlek ve uzun alışveriş caddelerinden bir diğeri. Ring Strasse, şehrin merkezini tam bir daire şeklinde çepeçevre saran bir cadde. Bir çok tarihi yapıyı barındıran, en güzeli yürüyerek keşfetmek olmasına rağmen, üzerinde dönen (Ring Tram) özel tramvayla da gezilebilecek bir cadde.

Viyana Parkları

 Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

İmparatorluğun yazlık sarayı Schloss Schönbrunn’da bulunan, içinde göletler, çeşmeler ve labirentin yer aldığı muazzam geniş bir park, Shönbrunn Park.  Viyana’nın diğer büyük bir parkı, Stadtpark, yürüyüş yolları, göletleri ve birbirinden güzel çiçekleriyle Viyana’nın nefes kaynağı adeta. Şehir merkezinin dışında kalan, İmparatorluk döneminde avlanma alanı olarak kullanılan, kestane ağaçlarıyla kaplı Viyana’nın en popüler parkı Prater ise yaklaşık 65 metre yüksekliğe sahip Wiener Riesenrad’a ev sahipliği yapıyor. Riesenrad dünyanın en eski ve en yüksek dönmedolaplarından biri. Dönmedolabın tepesinden görünen manzara mükemmel.  Bu parklardan başka doğanın keyfini sürebileceğiniz bulunduğunuz yere yakın mutlaka güzel bir park sizi bekliyor.

Viyana’da Kahve

Viyana’da her sokakta bir cafe karşınıza çıkıyor. Yüzyıllardır sanatçıların ve entelektüel kesimin buluşma mekanı olmuş bu şık mekanlar tarihi dokularını muhafaza ederek günümüze kadar gelmiş.

Viyana’lıların kahve ile tanışmaları Osmanlı kuşatması sırasında olmuş. Kuşatma bitince Osmanlılar geride çuval dolusu kahve çekirdeği bırakmışlar. Bunları deve yemi zanneden Avusturyalılar kahve çekirdeklerini yakmak istemişler. Polonya ordusu kumandanı Georg Franz Kolschitzky İstanbul’da yaşadığı için bunların kahve olduğunu bilir. Kahveleri alır  ve Viyana’nın ilk kahvehanesini açar. İyi tanıdığı kahveyi sütle karıştırarak sütlü kahveyi, yani bugün Melange olarak bilinen karışımı yaratır. Bazı kaynaklarda ise ilk Viyana kahvehanesini açan kişinin Johannes Diodato adında Osmanlı'dan gelen bir Ermeni olduğu belirtilir. Kahve altın çağını Julius Meinl’nin ilk kavrulmuş kahveyi endüstriyel olarak üretip satmasıyla yaşar. Meinl Osmanlı’yı şereflendirerek kahve için fesli çocuğu logosu haline getirir. Yeni içecek kısa sürede yayılır, 1819 yılında 25'i şehir merkezinde bulunan 150 tane kahvehane varken  20. yüzyılın başında sayı 600'e ulaşır.

Viyana’nın en eski cafeleri; 1786 yılında açılan ve İmparatoriçe Sisi’ye de hizmet veren  Café Demel, duvarları yemek karşılığı sanatçıların verdiği tablolar ile süslenmiş, “kömür ateşinde” ilk kahveyi  pişiren Café Hawelka, bir Viyana klasiği olan pastası ile anılan Café Sacher, Sigmund Freud’un sabahları kahve içmek için geldiği Café Landtmann, fesli çocuk logosuyla dünya çapında tanınan Julius Meinl, şehrin en bilinenlerinden müthiş bir mimariye sahip ve Viyana’lı entelektüellerin buluşma yeri Café Central, 1794’de Mozart’ın ölümünden sonra açılmış, Viyana Opera binasının arkasında opera öncesi ve sonrası çok gözde bir buluşma noktası olan Café Mozart ilk akla gelenler.

Viyana Lezzetleri

Viyana’nın uluslar arası lezzetleri pastaları ve şinitzelidir. Çikolatalı pastası Sachertorte, elmalı tartı Apfelstrudel, bademli tartı Linzertorte, kara orman pastası Schwarzwalderkirschtorte şehrin kafelerinde servis edilen pastalardan bazılarıdır.

Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Wiener Schnitzel’in 19 yüzyılda Milano’dan Viyana’ya Avusturya İmparatorluğu adına savaşan Kont Radetzky tarafından getirildiği söylenmektedir.  Şehirde bu lezzeti servis eden bir çok restoran bulunmasına rağmen ilk akla gelen Figlmüller’dir. Özellikle turistlerin rağbet ettiği bu restoranda rezervasyonsuz yer bulmak zordur.  

     Bir Orta Avrupa Klasiği Viyana

Avusturya mutfağının diğer lezzetleri arasında Tafelspitz (haşlama et), Gulasch (gulaş), Frankfurters (sosisli sandviç) sayılabilir. Viyana’nın muhtelif semtlerinde karşınıza çıkacak olan Würstelstand’lar da mola verip sosisli bir sandviç yiyerek kendinize lezzetli bir sokak ziyafeti verebilirsiniz.

Viyana ile vedalaşmadan önce Fransızların geleneksel lezzeti 'Croissant' ile ilgili bir rivayeti aktaralım. Viyana kuşatması sırasında Osmanlı lağımcıları patlayıcı yerleştirmek üzere gece surların altını kazmaya başlarlar. Sabah için ekmek hazırlayan fırıncılar bu sesleri duyarak komutanları uyarırlar. Kuşatma kalktıktan sonra bu olayın anısına Osmanlı Sancağı'ndaki hilalden esinlenerek ay şeklinde çörek yapmaya başlarlar. Marie Antoinette, evlenip Fransa'ya gittiğinde çok sevdiği bu çöreği de yanında götürür ve Fransızlar croissant ile tanışır.

                                                                                                                                             YASEMİN YAŞA

 

 

Yasemin Yaşa

Yasemin Yaşa

Avukatlık mesleğini arkasında bırakıp edebiyata yönelen, çıkardığı iki mesleki kitabın ardından katıldığı yaratıcı yazarlık atölyesi katılımcılarıyla birlikte öykülerinin yer aldığı bir öykü kitabı çıkaran Yasemin Yaşa,
bu kez diğer bir tutkusu olan seyahat yazılarıyla, gezip gördüğü yerleri-tattığı lezzetleri paylaşmak adına bizlerle kadin.com'da

No more pages to load

No more pages to load

googletag.pubads().definePassback('/184585439/out_of_page', [1, 1]).display();