Bir Masal Şehri Kars

Bir Masal Şehri Kars, Kars Lezzetleri, Sarıkamış Katerina Av Köşkü, Sarıkamış Şehitlikleri, Kars Yazıtları

Türkiye’nin Kafkasya’ya açılan kapısı, beyaza bürünmüş geniş caddeleri ve taş binaları ile bir masal şehri Kars …

Bir Masal Şehri Kars

Kars ‘ın Tarihçesi

Bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Kars şehri adını Kafkasya’dan gelip buraya yerleşen Türk boyu Karsaklar’dan alır. Selçuklu Sultanı Alparslan’ın 1064 yılında Kars’ı almasıyla Anadolu yolu Türklere açılmıştır. 1534 yılında Osmanlı idaresine giren şehir, Osmanlı-Rus savaşından sonraki 40 yıl boyunca Rus hakimiyetinde kalır. 1918 yılında Osmanlı’ya bırakılan Kars, bunu kabul etmeyen Ermenilerinin istilasına uğrar.  Şehir 1920 yılında Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusu tarafından  geri alınır. 1921 yılında da Rusya ile yapılan Moskova, Ermenistan ve Gürcistan ile yapılan Kars Anlaşmaları ile resmen Türkiye topraklarına katılır.

Kars Kültürü

Bir Masal Şehri Kars

Türkiye’nin kültürel bakımdan en zengin illerinden biri olan Kars, tarih boyunca değişik kültürlere ev sahipliği yapmış.  Aşıklık geleneğini sürdüren halk ozanları, el sanatları, Türkmen, Azeri ve Doğu Anadolu Bölgesine ait oyunların bir arada bulunduğu halk oyunları ile sahip olduğu insan mozaiği, şehri kendine özel kılmakta.   Yıllarca işgal altında kalmış şehirde asker kökenli bir yaşam sürse de geleneksel yaşama biçimi de devam ettirilmiş.

Kars Kalesi

Bir Masal Şehri Kars

Saltuklu Sultanı Melik İzzeddin tarafından yaptırılan Kars Kalesi, şehrin kuzeyinde dik yamaçlı bir tepenin üzerinde. Kale, Timur tarafından yıkıldıktan sonra Osmanlı döneminde yenilenmiş. Osmanlı-Rus savaşı ve sonrasındaki Rus işgali döneminde oldukça hasar görmüş.  Kale içerisinde Moğol saldırısı sırasında hayatını kaybeden Celal Baba’nın çini kubbeli türbesi de var.

Kale’nin eteğindeki Osmanlı döneminde inşa edilen ve 1918 yılına kadar Hükümet Konağı olarak kullanılan ve sonrasında terk edilen Beylerbeyi Sarayı’nın bu gün sadece duvarları ayakta.

Kars Çayı-Taş Köprü-Hamamlar

Bir Masal Şehri Kars

Kent içinden geçen ve Ermenistan sınırından gelen Arpaçay’a katılan Kars çayı ve üzerindeki üç kemerli Taş Köprü’den geçerek Kars Üniversitesine doğru bir yürüyüş yaparak manzaranın keyfi mutlaka çıkarılmalı.  

Kars Çayı etrafında Osmanlılar döneminde inşa edilmiş ilginç mimarileriyle dikkat çeken hamamlar;  ünlü Rus yazarı Puşkin’in yıkandığı Mazlumoğlu Hamamı, İlbeyioğlu Hamamı ve Topçuoğlu Hamamı bulunmakta.

Kars Camileri

Bagratlı Kralı Abas tarafından 937 yılında yaptırılan, “Doğu’nun Ayasofyası” olarak da anılan Havariler Kilisesi, Selçuklular döneminde camiye çevrilerek Kümbet Camisi ismini almış. Kars’ın Osmanlılardan Ruslara geçmesi üzerine tekrar kiliseye dönen yapı Kars’ın Türkiye’ye katılmasından sonra uzun bir süre kullanılmamış. 1969-1980 arası müze olarak ziyarete açılan yapı, 1994 yılından sonra yeniden ibadete açılmış. Düzgün kesme bazalt taşından, yonca planlı yapının konik kubbesinin etrafında bulunan 12 havariye ait taş kabartmalar ve motifler oldukça ilgi çekici.

Bir Masal Şehri Kars

XI yüzyıl tasavvuf yüzyıl tasavvuf alimlerinden, Kars’ta şehit düşen Ebul Hasan-i Harakani’nin Türbesi ve yanındaki Evliya Cami’de Kars’ın önemli ziyaret noktaları. Ruslar tarafından kilise olarak inşa edilen ancak sonradan camiye dönüştürülen Fethiye Cami (Aleksandr Nevski-Rus Askeri Kilisesi) Baltık mimari tarzında olup, ön tarafındaki giriş bölümü kapatılarak buraya iki minare ilave edilmiş.

Kars’ta Rus Mimarisi

Kars’ın 40 yıllık Rus işgali altında kaldığı dönemde Ruslar şehirde imar çalışmaları başlatmış, Baltık mimarisiyle bir çok yapı inşa etmişler. Birbirini dik kesen geniş caddeler ve bu caddeler üzerinde tek ve iki katlı, nadiren de üç katlı, duvar kalınlığı bir metreyi bulan taş binalar yapmışlar. Bu binaların bir çoğu günümüzde koruma altında. Rus mimarisinin en önemli örnekleri arasında şu an otele dönüştürülen Hekim Evi, Defterdarlık Binası, Sağlık Müdürlüğü Binası, Vali Konağı gösterilebilir.

Kars Müzeleri

Paleolitik dönem, Eski Tunç Çağı, Urartu Dönemi, Selçuklu Dönemi ve Osmanlı Dönemi eserlerinin sergilendiği Kars Arkeoloji Müzesi ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Müzede, Antlaşma imzalamak üzere Kars’a gelen Rus generaller tarafından Kazım Karabekir Paşa’ya hediye edilen, halk arasında Beyaz Vagon olarak bilinen Vagon, müzenin yanında döşenen kısa ray üzerinde sergilenmekte. 13 metre uzunluğundaki vagonun iç mekanı salon, dinlenme odası, yemek odası ve banyo kısımlarından oluşmakta. Kazım Karabekir Paşa’nın Kolordu Komutanlığı yaptığı yıllarda Kars-Erzurum arasındaki tren yolculuğunda özel vagonu olarak kullandığı Vagonda Kazım Karabekir Paşa’ya ait fotoğraflar ve kitaplar bulunmakta.

KARS

Şair Namık Kemal’in Kars valisi dedesi Abdullatif Paşa ile 1853-1854 tarihleri arasında  birlikte yaşadığı ve ilk şiirlerini yazdığı tarihi konak Kültür Evi olarak hizmet vermekte. Osmanlı dönemi yapılarından Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Ordu Komutanı Gazi Ahmet Muhtar Paşa tarafından bir süre kullanılmış.

Kars Tabyaları (Askeri kapalı mevziler)

Askeri ve stratejik önemi olan Kars şehrini düşman saldırılarından korumak amacıyla tarih boyunca birçok tabya yaptırılmış, özellikle Rus saldırılarına karşı devletin doğu sınırlarının korunması sağlanmış. Kars ilinde 46 adet tabya bulunmasına rağmen çoğu tahrip olmuş. Günümüze kadar gelen 22 tabyanın 12 tanesi de halen askeriyenin denetiminde. Geriye kalan 10 tabyanın beşi önemli ölçüde zarar görmüş, diğer beş tabya (Kanlı Tabya, Süvari Tabya, Kerimpaşa Tabya, Arap Tabya ve Karadağ Tabya) ise sağlam kalabilmiş.

Ani Antik Kenti

Bir Masal Şehri Kars

Tarihi M.Ö 5000 yıllarına dayanan,  bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış Ani Antik Kenti il merkezine 42 kilometre uzaklıkta.  Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırı belirleyen Arpaçay Vadisi’nin batı kıyısında kurulmuş, tarihi İpek Yolu’nu Anadolu’ya bağlayan şehrin ticaret anlamında önemli bir yeri olmuş. Şehir 4.5 km uzunluğunda surlarla çevrili . Toplam 7 kapısı bulunan şehirde surların en önemlileri Aslanlı Kapı, Kars Kapısı ve Hıdrellez Kapısı.  Girişinde bulunan aslan figüründen ismini alan Aslanlı Kapı şehrin ana giriş kapısı. Kapının doğusundaki burç üzerinde bir Selçuklu kitabesi bulunuyor. Tarihte Binbir Kiliseli Kent olarak da bilinen kentte kilise, cami, tapınak gibi farklı yapılar bir arada…

Bir Masal Şehri Kars

Ani Katedrali, Antik Kentin en büyük ve en önemli yapılarından biri. Katedralin mimarı aynı zamanda İstanbul Ayasofya’nın da tadilatını yapan Ermeni mimar Tiridat usta. Kırmızı renkli tüf taşından inşa edilen katedral, kubbeli bazilika biçiminde. Selçukluların Ani’yi almasından sonra katedral camiye çevrilmiş ve fetih namazı burada kılındığından Fethiye Cami adını almış.

Katedrale  yakın bir noktada bulunan daire planlı Keçel Kilise’nin doğu kısmı 1930’daki bir fırtınada yıkılmış. Dairesel planlı düzgün kesme tüf taşından inşa edilen Kral Gagik Kilisesi ‘nin de Tiridat usta tarafından inşa edildiği düşünülüyor.  Şehrin batısında Bostanlar Deresine bakan plato üzerinde bulunan Abukhamrents Kilisesi (Polatoğlu Kilisesi)’nin her köşesinde birer pencere olan sekizgen bir kubbesi var. Zengin bir tüccar tarafından yaptırıldığı söylenen Tigran Honents Kilisesi (Resimli Kilise) iç mekanında bulunan fresklerle meşhur.

Şehrin kalanından uzakta, Arpaçay’a bakan bir tepenin üzerinde kurulu kırmızı taştan yapılmış, silindirik bir plana sahip Genç Kızlar Kilisesi’nin  çadır görünümünde bir kubbesi var. Etrafı surlarla çevrili kilise oldukça iyi durumda.

Arpaçay Nehri’nin aktığı sarp kayalıklar üzerindeki Kızkalesi uçurumlar yüzünden şehirdeki diğer yapılardan daha iyi muhafaza edilebilmiş. Dışı dikdörtgen içi haç şeklinde planlı Bakireler Manastırı ise Kızkalesi’nde kayalıklar üzerine inşa edilmiş.

Anadolu’daki ilk Türk cami olma özelliğini taşıyan Ebu Menuçehr Cami Selçuklulardan günümüze  kalan en eski cami.  Ani şehrinin merkezinde bulunan Selçuklu Kervansarayı da taç kapı süslemeleri ile Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşıyor. Yine Selçuklu mimarisinin en güzel taş işçiliği örneklerine sahip Selçuklu Sarayı şehrin kuzeybatı köşesinde sarp bir kayalık üzerinde.  Orijinali iki katlı olan sarayın ahşap birinci katı yıkılmış, günümüze zemin katla bodrum katı gelebilmiş. Biri küçük biri büyük iki Türk hamamının kalıntıları da şehirde  yer alıyor.

Ermenistan-Türkiye sınırındaki Arpaçay nehri üzerine inşa edilmiş ve bugün ayakları dışında tamamen yıkılmış olan İpek Yolu Köprüsü bir zamanlar İpek Yolu’nu Anadolu’ya bağlamaktaymış. Ani şehrinin güneybatısında bir tepe üzerinde bulunan İç Kale içerisinde kilise ve saray kalıntıları bulunmakta. Bostanlar Deresi’nin iki yakasında tüf kayalıklara oyulmuş Mağaralar oda, mezar, depo, güvercinlik, ev olarak kullanılmış. Anadolu’daki ilk Zerdüşt ateşgedesi olan Ateşgede Tapınağı kalıntıları ise 4.yy ait. Yalnızca kuzey duvarları ayakta kalan Gürcü Kilisesi de ana yolun batısında görülebilir.

Bir Masal Şehri Kars                                        

Ani Antik Kentinin tamamının gezilebilmesi için bir günün buraya ayrılması gerektiği unutulmamalı.

Kars Yazıtları

Kars Borluk, Kağızman ilçesi Çamuşlu, Çallı ve Purut bölgelerinde ve Susuz ilçesi Cilavuz bölgesinde insanlık tarihinin çok eski dönemlerine ait yazıt ve kaya yerleşimleri bulunuyor. Paleolitik dönem insanına ait kaya resimlerinde dağ keçisi, at, yabani sığır, geyik sürüleri ve okla avlanan insan figürleri var.

Çıldır Gölü

Kent merkezine yaklaşık iki saatlik bir mesafedeki Çıldır Gölü, Doğu Anadolu Bölgesi’nin ikinci büyük gölü. Kışın buz tutan, sarı sazanlarıyla meşhur gölde kalın buz tabakası kırılarak balık avlamak, gölün kenarındaki lokantada bu alabalıkları yemek ve atlı kızaklar ile gölün üzerinde gezmek Kars’ta mutlaka tadılması gereken keyifler…

Bir Masal Şehri Kars

Bir Masal Şehri Kars

Sarıkamış Şehitlikleri

Bir Masal Şehri Kars

1914 yılındaki Osmanlı-Rus savaşında on binlerce askerin hayatına mal olan trajik Sarıkamış faciasının anısına  Kars ve Erzurum’da bir çok şehitlik yapılmış. Geniş bir bölgeye yayılan bu şehitlikler anıtsal mezar ve heykel formunda. Savaşta Osmanlı Ordusu resmi rakamlara göre 60 bin askerini hastalık ve donma sonucu şehit vermiş. En önemli şehitliklerden biri de Allahuekber Dağı Şehitliği. Hayatını kaybeden 17-18 yaşındaki çocukların isimlerinin yazıldığı listeler insanın içini titriyor. Her yıl Aralık-Ocak aylarında Sarıkamış Şehitlerini Anma programları ve yürüyüşleri düzenlenmekte.

Sarıkamış Kayak Merkezi

Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden biri olan Sarıkamış Kayak Merkezi kayak sporu için oldukça elverişli olan kristal karla kaplı doğası ile ünlü. Kars havaalanına 40 dak mesafede bulunan Kayak Merkezi’nde pistler sarıçam ormanlarıyla çevrili olduğundan çığ tehlikesi de bulunmamakta.

Sarıkamış Katerina Av Köşkü

Sarıkamış ormanları içinde bulunan köşk Ruslar tarafından yaptırılmış. Köşk, Rus Çarı II. Nikola ve eşi Katerina’nın 1916 yılında burada kalmasından dolayı Katerina Köşkü olarak tanınıyor. Tek katlı, odadan odaya geçilen bir mimarisi olan  ahşap köşkten bu gün geriye pek bir şey kalmamış.

Kars’ta Doğa

Kuşların göç yolu üzerinde bulunan Kars, Türkiye’deki 465 kuş türünden 308’ne ev sahipliği yapıyor. Meraklıları için Kars bölgesi kuş gözlemi için mükemmel bir nokta.

Konumu, yüksekliği, sulak alanları, sarıçam ormanları ile bir çok doğal alanı barındıran Kars kuşlardan bitkilere, kurtlardan, bozayı, tilki ve vaşaklara kadar yabani hayatı gözlemlemek için ideal.

Bir Masal Şehri Kars

Kars’ın Kayıp Rengi Malakanlar

Orijinal adı “Molokon” (Süt İçen anlamında) olan Rus kökenli Malakanlar, Ortodoks kilisesinin öğretilerine karşı gelerek oruç zamanlarında hayvansal gıdaları yiyip, süt içtikleri ve savaşa karşı oldukları için Rus otokrasisi ve kilise tarafından sevilmeyen bir topluluk idi. Çarlık döneminde karşılaştıkları baskı ve zulümlerden kaçarak Kars’a göç ettiler. Yerel halk tarafından kabullenilen Malakanlar kendi kültürlerini bu topraklara taşıdılar.

Kars'ta hayvancılık ve çiftçilik yapan Malakanlar, kapalı bir şekilde yaşayarak ne Ortodoks Ruslar ile ne de Müslüman Türkler ile kaynaştılar. Malakanların, Kars'a birçok yenilik getirdiği, pek çok tarım ürününü ilk defa onların ürettiği söylenir. Malakanlar bu topraklardan da ilki zorunlu olmak üzere iki büyük göç ile ayrıldılar.

1917 Ekiminde Malakanların arasında Bolşevik akıma sempati duyanların olması Türk hükümetinde hoşnutsuzluğa neden olur. Sınırlar içinde kalan tüm Malakanların Türkiye’yi terk etmemeleri halinde askere alınacaklarına dair bir karar alınır. Rus otokrasisinin askerlik dayatmasından kaçarak  Kars'a göç eden Malakanlar için tarih tekerrür etmektedir. Gruplar halinde anayurtları Rusya’ya dönmek zorunda kalırlar.

 

Askerlik yapmayı kabul edip kalanlar da 1962 yılına gelindiğinde bu kez siyasal olmayan; Malakanizmin giderek saflığını yitirmesi,  Malakan erkeklerinin evlenememesi gibi nedenlerle Türkiye'den ayrılmak durumunda kalırlar.

Kars Lezzetleri

Kars yöresel mutfağı en zengin şehirlerden biri ancak Kars lezzetleri değince ilk akla gelen Kafkas geleneğinin bir ürünü olan Kaz kültürü. Soğuk kış mevsimi boyunca kurutularak saklanan kaz, halk için önemli bir besin kaynağı. Kaz kurutması dışında yörenin diğer lezzetleri Kars gravyeri, kaşar peyniri, çeçil peyniri  ve karakovan balı. Kağızman’ın ünlü uzun elması da Kars’ın sevilen lezzetlerinden.

Bir Masal Şehri Kars

Bir Masal Şehri Kars                                                         

Kars’tan alınacak en güzel hediyelik eşya ise Spa taşı olarak da bilinen, buradaki maden yataklarından elde edilen doğada yeşil, kahverengi ve siyah renkte bulunan Sarıkamış obsidyen taşı ile yapılmış takı ve süs eşyaları…

 

YASEMİN YAŞA

 

Yasemin Yaşa

Yasemin Yaşa

Avukatlık mesleğini arkasında bırakıp edebiyata yönelen, çıkardığı iki mesleki kitabın ardından katıldığı yaratıcı yazarlık atölyesi katılımcılarıyla birlikte öykülerinin yer aldığı bir öykü kitabı çıkaran Yasemin Yaşa,
bu kez diğer bir tutkusu olan seyahat yazılarıyla, gezip gördüğü yerleri-tattığı lezzetleri paylaşmak adına bizlerle kadin.com'da

No more pages to load

No more pages to load

googletag.pubads().definePassback('/184585439/out_of_page', [1, 1]).display();