
Atatürk ’ün Işığında Cumhuriyet Kadını Ve Moda
Cumhuriyet’imizin ilanı olan 1920’ler Türkiye’de birçok konuda yeniliği ve medenileşmeyi müjdeliyordu. Modayı da içinde barındıran “Kılık Kıyafet Devrimi” ile birlikte ülkemizde hem kadın hem de erkek giyiminde modernleşme başladı.Moda tarihinde kilit rolü olan İngiltere ve Fransa esintilerinden artık Türkiye de etkilenmeye başladı. Erkek kıyafetleri İngiliz stilinde dikilmeye başladı ve o dönemde Türkiye’nin ve hatta dünyanın stil ikonlarından biri olan Mustafa Kemal Atatürk de Cumhuriyet Balolarında, protokolde ya da günlük hayatındaki çeşitli aktivitelerinde sahip olduğu öncü stiliyle Türk halkına adeta rol model oluyordu.
Mustafa Kemal Atatürk Kıyafetleri
Atatürk’ün giysileri günün modasına ve katıldığı okazyona uygun kalpak ve şapka, baston, mendil, eldiven, köstekli saat gibi stilini tamamlayan aksesuarlarıyla zenginleşiyordu. Artık Türkiye’de modern erkek stili şapka, ceket, yelek, frenk gömlek, pantolon ve potinden oluşuyordu. Büyük Millet Meclisi’nde de tüm milletvekilleri smokin ve fraklarla meclise gelmeye başlamış ve o günden bu yana meclis oturumlarına kravatsız girilmez, meclis başkanı frak ile salonda bulunurdu.
Bu vesileyle “Atatürk gibi Beyefendi ve Şık Olmak” kitabının yazarı ve babamın en yakın dostu Rahmetli Prof. Dr. Oktay Kadayıfçı’yı sevgiyle anıyorum.
Türkiye’deki Kılık Kıyafet Devrimi erkekten çok, Cumhuriyet kadınını etkilemişti. Kadın modası Coco Chanel’in Paris’te kurduğu ve modada kadınlar için çığır açan, kadını ağır uzun elbiseler ve korselerden kurtarıp, özgürlük ve biraz maskülenlik de getiren, Fransız stilinden etkilenmeye başladı.
Bu akımla beraber kısa saçlar, şapkalar, mayo giyip bronzlaşmak ve midi boy elbiseler ve mantolar trend oldu. Şapkalar hem kadınları şık gösteriyor hem de muhafazakâr hanımların saçlarını örtmesi işlevini görüyordu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi Latife Hanım ise katıldığı çeşitli organizasyonlarda ve davetlerde kıyafet kombinleriyle Cumhuriyet kadınına rol model niteliğindeydi. Benim de çok severek yaptığım tango ve vals dansları ve bu danslara uygun elbise kombinleri o dönemdeki balolarda yerini almaya başladı.
İnsanlık tarihine baktığımızda, dünyadaki çok az lider Kadın Hakları ve Kadın – Erkek Eşitliği için Atatürk kadar hassas davranmıştır. Osmanlı Devleti’nde nüfus sayımına dahil edilmeyen; evlenme, boşanma ve miras işlerinde ikinci planda olan ve devlet memuru olamayan kadınlar eşit haklara sahip olmaya başladı. Kadınlara Seçme ve Seçilme hakkı o zamanın çağdaş ülkelerinden çok daha önce, ta 1930’larda Türk kadınına verildi.
1940’larda Batı’da olduğu gibi, Türk kadını da naylon çorap kullanmaya, 1950’lerde Amerika’nın artan etkisiyle mini elbiseler trend olmaya başladı. Bu dönemde pileli etekler ve ütü gerektirmeyen gömlekler moda oldu. 1960’larda hazır giyim ve mağazacılık anlayışı ortaya çıktı. 1970’lerde siyasi karmaşaya rağmen, bu özgürleşme modada da iyice hissedilmeye başladı ve Türkiye de Hippi akımından etkilendi. 2017 modasının ilham kaynağı olan 1980’lerin renkli ve şatafatlı disko kültürü ve 1990’lar ekonomideki liberal hareketler ve dünya markalarının ülkemize girişiyle şekillendi. 2000’lerde ise hem moda akımlarını hem de kendimize yakışan stili takip etmeye çalışıyoruz.
Her yeni gününüz daha da aydınlık olsun sevgili Cumhuriyet kadınları…

Burcu Batur
Koç Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdikten sonra, İngiltere'de University of Essex'te Uluslararası Yönetim ve Moda Yönetimi ile ilgili Master eğitimimi tamamladım ve Türkiye'de Vakko Esmod akademisinin Stil Danışmanlığı sertifika programını bitirdim. Hem bireylere hem kurumsal firmalara stil danışmanlığı yapmaktayım. Kadin.com ve At Dünyası binicilik dergisinin moda editörlüğünü yapmaktayım.
No more pages to load
No more pages to load